Merhaba Anime Severler; "David Production" Stüdyosuna ait muazzam bir yapıyla karşı karşıyayız. Klasiklerden arınmış, alevlerin arasından korkusuzca yaşamların "Ruhlarına" "Ben Buradayım" dercesine, tüm "Şeytanların" acılarını dindirmeyi amaçlayan "Shinra'nın" hikayesine konuk olacağız. "Konuk" ifadesi biz "Anime Severlerin" en sevdiği lezzettir. "Shonen" diyarına pek yakın olmasa da, epey umut verici bir hikaye olacak gibi...
Bence; Animenin yazarı "Ookubo Atsushi"nin Elleri dert görmesin... "İtfaiyeciler" mutlaka buna benzer içli bir hissiyatı geçirmişlerdir. 1.Bölümü izlediğimdeki hissiyatla, 2.Bölümü izlediğimdeki hissiyat tamamen farklıydı. TV yönetmeni hem "dramı" veriyor, hem de tatlı bir gülümsetmeyle "Shonen"de olduğunu hatırlatırcasına düşündürüyor. "Ookubo, Atsushi" İnsanların kalplerine sıcacık bir ateş misali dokunuyor. Özellikle başrolümüzdeki "Shinra"nın hikayedeki "Dram" yüklü sahneleri biz "AnimeSeverleri" çok ağlatacak gibi duruyor.
O vakit "Cuma" günüleri "Shinra"nın muazzam hikayesinde görüşmek dileğiyle...
Konusu; Güneş Devrinin 198. Yılında Tokyo’da, "Özel İtfaiye" ekibi kendiliğinden insan tutuşması adı verilen; insanları alevler içerisinde "Şeytanlara" dönüştüren olağanüstü hadise ile savaşmaktadır. "Şeytanlar" kendiliğinden insan tutuşmasının ilk nesliyken; daha sonraki nesiller insan halindeyken ateşi kontrol edebilme yeteneğine sahiptir. İstediği zaman ayaklarından ateş çıkarabilme yeteneğinden dolayı “Şeytan’ın Ayak İzleri” lakabı verilen genç Shinra Kusakabe, içerisinde başka ateş kullanıcılarını da bulunduran ve karşılaştıkları bütün "Şeytanları" söndürmek için çalışan “8.Özel İtfaiye Tugayı”na katılır. "Şeytanları" yaratan ayrım ortaya çıktıkça, Shinra 12 yıl önce ailesinin ölümüne sebep olan gizemli yangının arkasındaki gerçeği öğrenmeye başlar.